Migren gibi kas sistemli baş ağrıları da botoksla tedavisi yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Migren baş ağrısı ataklarıyla kendini gösteren kronik bir hastalıktır.

Migren tedavisinde medikal tedaviler kullanılıyor olsa da kesin ve etkin bir tedavi seçeneği hala yoktur. Baş ağrısı atakları kişinin yaşantısını olumsuz etkiler.

Migren Atakları

Bulantı, kusma ya da ışık ve sesten rahatsız olma baş ağrısına eşlik edebilir. Bu bulgular yüzünden kişiler iş göremez ya da sosyal hayatlarına devam edemez duruma gelebilir. Atak süresi 72 saate kadar uzayabilir. Migren hastaları bu yüzden her zaman baş ağrıları ile ilgili alternatif tedavilere ilgi duyarlar.

Botoks ile Migren Ataklarının Tedavisi

Migren botoksu tedavisinde kişiye önceden migren tanısı konulmuş olmalıdır. İlk değerlendirmede kişinin başının hangi bölgelerinin ağrıdığı sorgulanır. En sık baş ağrısı alın ve göz etrafı tutulumudur. Şakak bölgesi, ense ve oksipital bölge ağrı alanlarına katılabilir. Ağrı bölgeleri botoks uygulanacak bölgelerin tespiti açısından önemlidir.

Migren botoks tedavisi uygulaması hemen hemen her hastaya fayda sağlar. Faydası hastaların migren ataklarının kısa sürmesi ve atak sıklığının azalması şeklindedir. Her hastada elde edilen fayda değişiklik gösterebilir.

Uygulama Alanları

Migrenin botoks ile tedavisinde alın ve göz etrafı bölgelerinin uygulama noktaları ve dozları benzerlik gösterir. Bu yüzden uygulaması ile kişilerde hem estetik hem de migren için fayda sağlanmış olunur. Hastada eğer başın diğer bölgelerinde de ağrı odakları varsa bu bölgelere de botoks uygulaması yapılır.

Migren botoks dozu 50-75 ünite dysport dozu ise 150-225 ünite aralığındadır. Migren için botoksun faydası 180 güne yakın sürer.

Migren botoksu ile migren hastaları normal hayatlarını daha mutlu geçirmektedir, hem baş ağrıları azalmakta hem de atak aralıkları uzamaktadır. Hatta hastaların bir kısmı botoksun etkin olduğu dönemde hiç baş ağrısı çekmediklerini tariflemektedir. Bu yüzden botox migren tedavisinde aktif rol oynamaktadır.

Özellikle medikal tedaviye iyi yanıt vermeyen hasta grubu için iyi bir seçenektir. Bu hasta grubu iş ve günlük yaşamlarında daha kaliteli bir zamana sahip olur.